dikkat atıyorum: cam kalemi

Filmdekini hatırlamıyorum ama kolay kolay çıkmayan, cama yazmak için ince kalem arıyorsanız; cd kalemi ya da kontür kalemi diye de geçer. Çoğu kırtasiyede bulabilirsiniz.

Onlara baktım da benim istediğim sert uçlu olanlardan ve ucu cd kaleminden daha ince olmalı.

cs kalemlerinin ucu çeşit çeşittir, baya inceleri de var. Faber castell.

daha ince uçlu cd kalemleri var, onlardan bulabilirsiniz. biiyle 0,7 uçlu kalem gibi ucu olanlardan bahsediyorum.

edding in her türlü yüzeye yazan çok özel kalemleri var. böyle aynı beyaz renk uçlu proselen ve cam yüzeylere yazan bir kalemini görmüştüm.

ford en azından tenekeden yapılmıyor.

@istanbull : Biraz açarsak? (Araçlar konusunda bilgim yok. Pedere de aynen bunu söyleyip korkutmak istemem.)

ford parça ucuzlğu yaygınlığı, sorunsuzluğu her şekilde hyundai den üstündür.

focus çok daha güzel bir arabadır. konfor bakımından, kalite bakımından, performans bakımından hyundai'den 2 gömlek üstündür. ama diğer tarafından açık konuşalım, accent parça bakımından, tamiri bakımından, ucuzluk bakımından daha üstündür. şu sıralar ben de araba alıcam ve focus'ta karar kıldım. (1.6 tdci ghia) accent'i de inceledim ve sürdüm, kesinlikle kötü bir araba değil ama bir ford gibi asla olamaz.

ford her zaman hyundaiden daha iyidir ama sen yine de honda'ya da bi bak es geçme :) ikisinide ezer kanımca

@demir: dizel araba bakıyor arkadaş. honda dizel üretmiyor malesef.

birde arkadaş hondanın fiyattan habersiz galiba. adamın dediği bütçeye honda diyorsun.

Peki arkadaşlar madem ortak kanı ford'un genel olarak daha iyi olduğu;
25.000 TL gibi bir fiyata düzgün yeni model 2.el bulabilmek mümkün olur mu?

mümkün ama donanımlı bir focus mümkün değil pek. ha olabilir tabi olmaz diye bişey yok. ama o fiyata genel olarak focus 1.6 tdci trend bulabilirsiniz.

Mondeo bakınıyoruz şu an..
Belki pazarlıkla vs. daha yukarılara çıkabiliriz diye umuyoruz fiyatta..

soru mu ki şimdi bu genç arkadaş,
piyasadaki taksilerin yarısı hyundai, yarısı fiat albea.

bak devamını getirmiyorum sen akıllı çocuksun...

@istanbul,şuursuz deve : 25.000 tlden bahsediyoruz beyler tabi ki bulunabilir bu paraya honda.biz 20.000 tl ye brc marka lpgside dahil 2002 hondayı düzdük.dizel üretmediğini biliyorum ama ben dizeli daha ekonomik olacağını düşündüğünüzü varsayarak söyledim.yakıt olarak lpgli bi honda dizeli aratmaz ve performansı da tecrübemle sabittir.2010 model hyundai ye bininceye kadar 2005 hondayı "şahsen" tercih ederim

kendimi bildim bileli cesitli arabalar icin duyarim o motor o kasaya kucuk geliyor konseptini. dusunmek lazim Toyota gibi icinde yuzbin muhendis calistiran butun dizayn anlayisiyla muhendislik ve isletme kitaplarina konu olmus bi marka kasanin agirligini kaldiramayacak bir motoru neden koysun arabaya. Tabi ayni dusunce tarziyla devam edersek 1.0 hacimli bir motor tamamen sehirici dinamiklari dusunulerek maksimum ekonomi icin tasarlanmistir, tem de 150 ile giden bi 5.30 un pesinden giderken neden cekmiyo bu araba diye mutlaka dusunursun. "o motor tam cekmedigi icin gaza daha fazla yukleneceksen" onun yerine audi 1.8t oneririm sana...

performans aramıyorsanız alabilirsiniz. ama az bir şey performans arıyorsanız boş verin. biraz seri kullanmak istediğinizde çok yüksek devirlere çıkmanız gerekiyor. bu da yakıt sarfiyatını artırıyor doğal olarak. ama ben yavaş yavaş takılırım derseniz tasarruflu olabilir. bir de bagajı çok ufak. gerçekten çok ufak. ama iç hacmi dışarıdan göründüğü gibi ufak değil. gayet geniş, rahat.

corsa 1.0 kullanıcısı ve yaris 1.0 kullanıcı arkadaşı olarak üstteki yorumlara katılıyorum.

yorumlara katılıyorum fakat ne kadar basarsanız basın, 1.0 lt hacimli olan motor ne kadar fazla yakabilir? yaris kullanmadım bilmiyorum ama arabalardan iyi anlarım, demem o ki, atıyorum yaris normal kullanımda 15 kuruş yakıyor olsun, bastığınızda, yani yüksek devirli düşük vites kullanımda bu araba en fazla, hatta taş çatlasa 20-25 kuruş arası yakacaktır ki, bunu da sürekli yapmayacağınızdan, çok da bir şey farketmeyecektir. bir de şu var, ne kadar basarsanız basın o araba matah bir hız yapmayacak, bunu da bilesiniz. yaris yerine, illa toyota olsun diyorsanız, auris'e yönelebilirsiniz, ya da vw olarak polo alabilirsiniz yeni kasalardan.

Cevaplar için teşekkürler. Aslında aradığım hız değil. Hızlı kullanacağımı sanmıyorum şimdilik. Asıl merak ettiğim yokuşlarda falan çok zorlanır mı şeklinde...

öncelikle şunu belirteyim, yaris kullanmadım ama 1.4 motor tanm otomatik araba bile özellikle klima açıkken yokuşta zorlanabiliyo. çok fazla yokuşlu yerlerde kullanacaksan, ya düz vites al ya da 1.0 motor alma derim. en azından 1.3 falan olsun.

benzer bir şey benim de başıma gelmişti ve hiçbir sorun yaşamadım. otobüsü bekletme cezası falan da ödemedim. bu arada belediye otobüsü her zaman haklıdır diye bir şey yok, en azından benim yaşadığım kazada öyle bir şey olmadı. 2/8 bana 6/8 de belediye otobüsü şoförüne verildi. çok fazla kafanıza takmayın derim.

şehir ankara. düşünün yani i.melih gökçek'e rağmen.

otobüs ile kaza yaşamış bir ailenin ferdi olarak şunları diyebilirim:

2001 yılında park halindeki aracımıza çarpan bir sanos 93 model otobüs sol ön çamurluğu biçmişti. sonucunda biz ceza almadık ve tüm masraflar belediyenin anlaşmalı olduğu başak sigorta tarafından karşılanmıştı. ama yıl 2001 di...

geçmiş olsun bu arada.

istanbulda benzer bir kaza başımıza geldi. babamın elemanı arabayı kullanıyordu, otobüs yandan çarpmış, kapı içeri falan göçmüş. suçlu değildi eleman ama hem cezayı yedik, hem otobüsün masrafını karşıladık, hem mahkemeye verildi babam ruhsat sahibi olduğu için. mahkemenin sonucu ne oldu bilmiyorum ama babam bir takım paralar bayıldı, onu biliyorum. belediye büyük ihtimalle başınızı ağrıtacaktır, geçmiş olsun.

ilk cevabı sildim kısaca şöyle düşün. geçen tvde vardı. adamın biri açıklıyodu bunu. şuna benzer birşey diyordu;

"yani siz hayatınızda iki erkekten hamile kalmış bir kadın duydunuz mu? yeryüzünde böyle bir olay var mı? iki babası olan bir çocuk olabilir mi? olamaz tabiki. ama 2 ayrı kadından sürüyle çocuğu olan bir baba olabilir. erkek 3 değil 5 değil. allah ne verdiyse, isteyen her kadından çocuk sahibi olabilir. bu da erkeklerin tek eşli olmadığının kanıtıdır"

kısaca böyle. genelde iyiyiz hoşuz ama, bazı konular sakıncalı tabi...adam güsel açıklamıştı ama:)

onun için güzel gitmiyo olabilir?

'Catir catir' sevismek icin.

yasak olanı yapmanın heyecanı üzerine cinsellik sosu

1. o ilişki düzgün gitmiyordur zaten, bir taraf hep bir şeylerin eksikliğini gizlemiş, diğer taraf ise farketmemiştir. bitmesi gerekiyordur, bitsindir.

2. bir taraf hep bir şeylerin ispatındadır. gitmiştir, arkasından bakılmaz, bitsindir.

3. daha iyisini bulmuştur. üzülünmez, bitsindir.

tek bi açıklaması var, kalanların hepsi laga luga; gerçekten aşık değildir.

CUNKİ DOGASI BOYLE.

sevmiyordur.

sevmekle sevmemekle alakası yok, dogasına genlerıne uyuyor sadece.

sori bryan ama ben bu doğasında var, genleri öyle, içgüdüsü böyle mantığını çözemiyom. meseleyi bireyin tutumundan bağımsızlaştırarak onu masum kılma amacı niye? hırsızın hiç mi suçu yok? evrime göre tecavüz de var insanın doğasında, onu napcaz. ben bu sorunun cevabının karakter bozukluğu olduğunu düşünüyorum.

her genelleme yaptığınızda, bir yerlerde, dünyalar tatlısı bir yavru kedinin öldüğünü biliyor muydunuz?

genetik bilgiler anne ile aktarılır. yani aslında bir kadının çok eşli olması genetik çeşitlilik açısından daha faydalıdır, erkeğin değil. tabi bu durum sadece birden fazla kadınla olmayı açıklar. birini bırakıp diğerine gider serial monogamy yapar adam.
aldatmak çok daha farklı bir şey.
madem diğer kızlardan hoşlanıyor erkekler, doyumsuz bir nevi, neden elindekinden vazgeçmez? yani işin doğasıydı, cartı curtuydu bir tarafa arkadaşlar. insanız sonuçta. sevmiyorsan ayrılırsın, zor mu? aldatmak neden? bence tamamen işine gelmeme durumu. duygusal konularla yüzleşmekten kaçış.

çünkü (aldatan erkekler için söylüyorum) evlenecek kız sayısı eğlenecek kızlara oranla inanılmaz düşük. eee ne oluyor o zaman zaten erkekler yapı olarak meğilli çabucak aklı çeliniyor veee tataaa tek gecelik heyecan dolu bir ilişki ama tilkinin dönüp dolaşacağı yeri hepimiz biliyoruz yani :)

ben dogası boyledır cevabından hıc tatmın olamıyorum ama bır secenek tabıı

hormonlar

sirf aldatmak istedigi icin.

ne kadın ne de erkek tek esli deigldir ki, gayet olagan bisey bu.

cunku nefsine hakim olamiyor.

isletim sistemini online denemek???
cok mantikli ve uygulanabilir birsey degil gibi. bu sekilde isletim sisteminin performansini test edemezsiniz. internet hiziniz darbogaz olusturur.
vista hosdur guzeldir, ben de severim. ama win7 olmus diyorum. gonul rahatligi ile kullanabilirsiniz.

vista'yı seviyorsan win7'yi düşünmeden kur.. vista, win7'nin beta versiyonuymuş gibi gelecek kullanmaya başlayınca..

build 7100 sürümünü kullanıyorum win7'nin, şu zamana dek bir kere olsun sorun çıkarmadı. ki öyle sıradan kullanıcı değilim. bilgisayarda herşeyi yaparım. tüm ıncığını cıncığını karıştırdım, çok fazla yüklendim, driverını gidip ancak üretici firmasından temin edebileceğiniz dandirik kartlarda bile denedim, driverları kendi bulup yükledi, o derece şükela. elimi bile sürmedim. güncelleme varsa da kendisi yapıyor, bana abi bunları güncelledim bi bak sen sadece diyor. zırta pırta hata vermez, uyumluluk sorunu çıkarmaz. anti-microsoftçu bir kişilik olarak ben, olmuş diyorum. win7 olmuş hafız. çıksın gidip orjinalini alıcam o derece sevdim.

maç yapsalar skor sanırım vista=1 Windows 7=3 olurdu.

ben aslında win 7'nin performansını filan sormamıştım.
screenshotlara baktımda, görünüm filan değişik geldi biraz.
sadece elim alışacak mı diye yüklemeden önce test etmek istemiştim.

görünümde taskbar dışında büyük bir değişim yok.. o da çok pratik bir şey olmuş zaten hiç zorluk çekeceğini sanmam..

Vista da virtual pc diy bişi vardı yanılmıyorsam onu kullanarak deneyebilirsin

mesele oyle kirilmis sapin yapistirilmasi kdr abartili olmasa da, denemeden aldigin gitar bissuru prob cikabilir, sagirlik vs.. ben olsam gidip yerinde denemeden gitar almazdim.

hocam istanbuldaysan kadıköy akmarın arka taraflarında, rexx'in oralarda bir çok müzik dükkanı var, ucuza kaliteli 2. el gitar bulabilirsin. veya taksim tünele bak. internette gittigidiyor yerine garaj.org'a bakabilirsin. bi washburn akustiğim var satsam mı satmasam mı tereddütteyim. satarsam haber veririm.

www.mydukkan.com netten ikinci el alma, görmeden denemeden. linkteki gitar iyidir, güzeldir. ver siparişi gelsin.

binekarac.vw.com.tr
otomatik mi bilmiyorum ama golf ler canavardır. sonuçta alman arabası.

kia ceed'e bakmanı tavsiye ederim.

@rentts: golfler canavardır ama dizelleri değil. çok çok hantal kalıyor tdi'ları. gene de az yakar, güzel arabadır, gideri var.

vw, toyota ve honda arasında tercih yapabilirsiniz. vw'de passat, jetta, golf, honda'da civic, toyotada corolla olabilir.benim tercihim passattan yana olurdu. ama yenilerinin sıfırlarını bu fiyata alamazsınız. tavsiyem 2. ellerine bakınız. passat'ın ölüsü bile iş görür, o derece iyi arabadır. jetta'yı zaten golf'ün sedanı olarak görebilirsiniz, çok fark yoktur. honda motor konusunda süperdir. civicler de şahane arabalardır. toyota'nın da dizelleri fena değildir ama performans alamazsınız pek. performans çok da önemli değil diyorsanız, hibrid araçları da gözden geçirmenizi tavsiye ederim. toyota prius, honda civic hybrid gibi. trafikte, dur kalklarda, düşük hızlarda süper az yakıyor bu makineler.

şöyle bir sıralama da yapabilirim:
passat>honda civic hybrid> honda civic dizel>golf ve jetta>toyota corolla dizel> toyota prius

teşekkür ederim.. bir de yeni pololar çıkıyormuş. onlara da bakmak gerek galiba . gerçi onların sınıfı düşük tabi.

benimkinin altında bir etiket var. O etiketi sökünce garanti dışı kalıyor. Fakat o etiketi sökmeden de cihazın içine açamıyorum. hdd ve mainboarda giden kapakların tam ortasına yapıştırılmış. söksem anında belli olur. sizinkinde de böyle bir şey var mı bir bakın. ya da kapakların kenarlarında ufak tırnaklar olabilir sökülünce kırılan. hiç bir şey yoksa sökün gitsin.

sökmüştüm gitmişti zaten de, kırılan tırnak ya da sökülen etiket gibi bir şey söz konusu değil. etiket kapağın üstündeydi.

etiket sökmeden açabiliyorsan ve bariz şekilde fiziksel hasar vermezsen garanti dışı kalmaz. aslında kalır ama kim anlayacak?

benimkinde etiket metiket yoktu. harddisk göçünce çıkardım, başka harddisk takıp kullandım. istanbul dönüşünde eski harddiski tekrar takıp servise götürdüm. arızalanan harddiski yenisiyle değiştirdiler.

yani ki el-cevap: garanti dahilinde kaldı.

firefox'i varsayilan tarayiciniz yaptiniz mi?

kurulurken "hayır" demiştim.

eger bir linke tikladiginizda firefox acsin istiyorsaniz, varsayilan tarayici olarak firefox'i ayarlamaniz gerekiyor.

firefox kullanıyorsanız, araçlar sekmesinden seçeneklere tıklayın. açılan ilk pencerede aşağıda firefox'un ön tanımlı olup olmadığına bak diye bir seçenek var. onun yanında da üstünde şimdi bak yazan bir buton var.ona tıklayıp varsayılan tarayıcı olarak ayarlarsanız, msnde de tıkladığınız linkler firefoxta açılır.

mozilla 3.0 da

araçlar-seçenekler-gelişmiş ayarlarında en altta öntanımlı olup olmadığına bak sekmesine tıkladım halloldu.

teşekkürler.

foroğraftaki edebiyat bölümlerinin bulunduğu yeni bina. mavi binanın önünden yukarıya doğru çıkan bir arayolun sonunda bulunur.

bu binadaki tek sorunun ulaşımın zor oluşu :) gelirken kolay ama ders çıkışı görükle veya şehire gitmen için oldukça beklemen, ya da yürümen gerekecek.

vay hipnalar vay. ben bu binada değilim zaten, mavi olandayım.

nasıl bir telefonun var?

3g

Cep telefonu operatörlerinin 3g modemleri var flash bellek şeklinde?

laptoptan girmem lazım. operatörlerin 3g modemleri dışında bir çözüm var mı peki?

3g falan filan çıkmadan önce, cep telefonunu bilgisayara bağlayıp internete girebiliyorduk biz.

eski sistem bir telefon hattı bulup 146'yı deneyin. ağır mağır iş görür yinede...
bide cep telefonunuzu modem olarak kullanarak internete bağlanırsanız kol gibi fatura da ellerinizden öpecektir haberiniz olsun.

laptop için; turkcellin kontorluler için gunde 1 tl, aylık 20 tl lik bi paketi war
aylık 35 mb gibi limiti var. eğer çok indirme/gezinme yapmayacaksanız guzel guzel girebilirsiniz.
ben pc suite ile direk bağladığım için pek ayarlarını bilmiyorum ama turkcell sayfasında çevirmeli bağlantı ve bağlanma numarası gibi bilgiler vardı

telefon s60 ise joikuspot var. bu program ile telefondaki bağlantını bilgisayar ile kablosuz ağ üzerinden paylaşabiliyorsun.

eheh görükle hocam yerin adı (: ben de sandım eve çıkmış da arkadaş arıyor, heveslendim mına koyim. ben de yeni başladım bu sene uludağa. bulamadım eli yüzü düzgün bi kısmet eve çıkıcak. arkadaş beni bi eklesin msne falan, bi konuşalım, çok düşük bi ihtimal ama belki biz eve çıkarız onla. çıkamazsak da tanıdık biri olur fena mı.

[email protected]

inceden edit: ibne değilim, arkadaşım yok oralarda, piç gibi kalıcam diye tırsmaktayım.

ben zamanında snoopy diye bir marka almıştım ama hiç memmun kalmadım beceremedim bir türlü logitech filan da denedim en güzeli klavyede sürmek bence ama illa alcam diyosan snoopy filan dandik bişi alma sakın sakın ha.

üzücü bir haberim var sana; o fiyatlara aldığın ürünler malesef seni tatmin etmeyecek, hatta tatmin etmeyi geçtim bir işine yaramayacak, oynarken-oynamaya çalışırken- sinir olduğunla kalıcaksın.

paranın gözü kör olsun diyorum ve her ne kadar pahalı da olsa

logitech g25 racing wheel
logitech driving force pro isimli ürünleri öneriyorum.

ayrıca www.rallivideo.com adresindeki foruma sorarsan eminim yardımcı olacaklardır, belki de daha ucuz ve kaliteli direksiyon setlerini sana önereceklerdir. ikinci el de bulabilirsin.
richard burns rally oynamak güzel şey :D

üzüyorsunuz beni :)
oysa ki (bkz: snopy) güzel şeyler diyorlar.

snoopy bende de var 50 liraya alındı. 2 kez usb girisi bilgisayara takıldı ve kutusunda şuanda istersen 35tl ye verebilirim.ama yok satmıyorum bu kadar dandik bir şeyi sana satıp senin de oyun oynama zevkini elinden almayayım.

o paraya aldığınız direksiyonlarla oynadığınız oyun, klavyede oynadığınızın yarısı kadar tat vermeyecektir.250-300den aşağıya gerçekten zevk verecek direksiyon yok.

50 liraya almış olduğum, markasını bile bilemediğim şu an (istersen kontrol ederim) kutusunda duran bir direksiyon setim var. dilersen irtibata geçelim yarı fiyata göndereyim sana... hevesini almış olursun bari. benden önceki yorumlara katlıyorum. ucuz etin yahnisi yavan oluyor... :))

100-150 lira arasına biraz uğraşıp 2. el logitech driving force pro alabilirsiniz.

Cheat Engine diye bişey var, millet feysbukta "brain buddies" oyunu için kullanıyor. "Brain buddies cheat engine" diye arattır, nasıl yapılacağı anlatılıyor.

(bkz: speedhack)

ahaha hafız icy tower'da bi bug var. 3 kere oldu bana ama nasıl becerdim hala bilmiyorum. eleman zıplarken oyuna bişey oluyor, eleman durmadan yukarı doğru çıkıyor :D hiç durmak yok. ilginç tarafı skor da artıyor :D 3 kerenin 2sinde oyun hata verip kapandı yarım saat sonra, diğerinde düzeldi, binlerce kat çıkmış olunca oyunu oynayamadım ve bitti, high score öbür bilgisayarımda duruyor olabilir hala.

o şekilde türkçeye çevriliyo. yükledikten sonra o kurar en son denetim masasındn bölge falan filan seçeneklerine girip türkçeyi seçmeniz yeterli olur.

ben ingilizce kullanıyorum ama hiç bir türkçe karakter sorunu yaşamadım. cillop gibi olmuş bu win7, ilk defa maykrosoftun yaptığı bişeyi beğeniyorum.

benim kastettigim bolgesel secenekler falan degil.

isletim sistemi turkce olur mu?

yani My Computer yerine Bilgisayarim falan filan, hersey turkce?

Evet ben şu an entegreli win7 kullanıyorum, her şey Türkçe.

@ataturkiye

entegreli derken, anlayamadim?

benim kast ettigim gibi ingilizce windows 7 kurup, update ile turkce mi yaptiniz?

Yok, benimkinin içinde vardı. Ama bir şey değişeceğini sanmıyorum. Bende her şey türkçe.

vista'dan beri dil yüklemeleri internetten yapılabiliyor. ilk defa görmüş gibi 50 kere teyide gerek yok win7 de istediğiniz dile çevrilebiliyor. herşeyiyle diyaloglar falan değişiyor. üstüne help dosyaları da indirebiliyorsunuz. acayip birşey.

ben de denemiştim aynısını. olmuyor maalesef. biri çalışırken diğeri çalışmıyor.

hocam şimdi çoğu modemde 2 çıkış oluyor en az. modemi bir yere koyarsınız, bir kablo çıkışıyla modemin olduğu odadaki bilgisayara bağlarsınız, diğer bir kabloyla da diğer odadaki bilgisayara bağlarsınız. modemlerin ikisi de tek çıkışlıysa, gidin bir bilgisayarcıya okutun, en az 2 çıkış olan bir modemi alın götürün.

modemi değiştirmeye d gerek yok gidin 4 portlu bir hub alın paylaştırsın interneti. tabi ethernet olmak zorunda usb modemse olmaz

1- etmeyebilirler, ne olur olmaz cüzdanınıza kocaman kocaman kan grubu notları falan koyun.
2- devlet maalesef, para alınıyorsa alırlar. kimin hatası olduğu önemli değil.
3- çok değildir ya...

ehliyetin kart parası 40 tl'ydi sanırım en son. yani kızılay'dan veya bi merkezden aldığınız kan grubu kartınızla (ki var diyorsunuz) giderseniz, 40 tl'ye değiştirmeleri lazım gibi geldi bana.

1) ne olur ne olmaz diye kontrol ederler genelde ama olaki kontrol etmeyecekleri tuttu, öyle düşünün.

2) isterler. her boka para isteniyor bu memlekette.

3) kart parası 60 lira. fakat kan grubu belgesi geçerliliğini yitirmiş derlerse bir de ona para alırlar.

1) bence etmeme ihtimalleri 0 değil. hele trafik kazası gibi acil bir durumda. yanlış kanı verip geçebilirler.
2 ve 3) benim pederin ismi yanlış yazılmıştı, götürdüm oradaki polis pilot kalem ile düzeltip geri verdi. o pilot silindikçe, ben kendim düzeltiyorum artık. defalarca çevirmeye girdim, bir sıkıntı yaratmadı.
siz de belki geçici bir çözüm olarak şöyle yapabilirsiniz, arkası yapışkan bir etiketten küçük bir parça kesin üzerine doğru kan grubunu yazıp, ehliyete yapıştırın. polis çevirmesinde filan, "yanlış yazılmıştı, değiştirmeye fırsatım olmadı, bu arada herhangi bir ihtimale karşı böyle yaptım" filan dersiniz olmazsa.

www.teknosa.com

buyur hocam al hayrını gör :D

ekşi duyuru kompiter ajansı iftiharla sundu.

@suursuz deve: teşekkür ederim buna bakmıştım ben de.. ama belirtmeyi unutmuşum toshiba ve casper'dan bir de hp pavillon serisinden uzak durmak istiyorum. bi de ağır gibi.. ama çok teşekkür ederim cevap için..

hp pavillion dan uzak muzak falan da, sen al bunu .. al.

www.ereyon.com.tr

bu fiyata daha iyisi zor gibi.

casper ve hp'yi anlarım, çok kalitesiz ürünler ama neden toshiba? lenovo, toshiba ve asus bu işte en iyileridir. toshiba alıp da pişman olanı görmedim henüz. dayım kendisi elektronik mühendisidir, yıllardır toshibadan başka notebook almadı, cihazı da hayvan gibi kullandı ( gayet bakımsız kullandı yani), en ağır programlarda çalıştı bana mısın demedi. toshibayı seçenek dışı bırakmak bence çok mantıksız.

DELL 1545 CORE2DUO T6400-2.0GHZ-3GB-250GB-15.6"-DVDRW-256MB HD4330-BT-1.3CAM 2.7KG 1.233 TL
SAMSUNG R522 CORE2DUO P7350 2.0GHZ-4GB-320GB-1024 MB HD 4650 -15.6''-DVDRW 2.5KG 1.306 TL

samsung sana gore. vatanbilgisayar'dan ulasabilirsin.

vazgectim bluesu yokmus bunun. [: (tek eksigi blue aslinda)

onerilenler (fiyat/performans) - asagidaki nb'lar da istedigin butun ozellikler mevcut. ilk 3'unde enthernet 1gbit / (512mb paylasimsiz) hd ekran karti ve hd destekli monitor, ek olarak en az 3gb ram, N-Draft Wifi destegi, Kart okuyucu vs.)

1.ASUS X61SL200DV - 1.260 TL (HD)
2.PACKARD BELL TJ65-DT-003TK 1.293 TL
3.ASUS N50VC210DV - 1.241 TL
4.DELL 1545 64P4 - 1.357 TL
5.LENOVO G530A - 1.293 TL

netbook senin isini gormez. bastan soyleyim.

asus 1000he nasıldır ki? benim kriterlere uyuyor mu acaba?

o bir netbook ve senin kriterlerine sadece blue, kamera, wifi ve bataryasi uyar. digerleri uymaz.

dürüst olmak gerekirse hepten karıştım ben.. sanırım bu yazdıklarınızın arasından birini alacağım. anlamadığım için hepsi birbirine benziyor benim için. netbook ile notebook arasındaki farkı da öğrenmiş oldum. hepinize teşekkür ediyorum.. şu daha iyi derseniz ekleyin yine almama bir ay var nasıl olsa..

1000he hepsini hemen hemen karşılar. şöyle diyeyim,

1)son 1-2 senede çıkan oyunları çalıştıracağını sanmıyorum. çalıştırsa bile çok kasa kasa. ama daha eski oyunları gayet rahat çalıştırır.
2)kasmaz. bende 900 var bunda bile çalışıyor. biraz kasıyor ama çok program açık ondandır.
3)atom işlemcililerin batarya süreleri uzun. rahat 6 saat gider.
4)hafif zaten, kitap gibi.
5)hd, br falan izleyemezsin. 720p oynatır ama.
6)dediklerinin hepsi var.

daha ne? ama söylemeliyim, bu alet oyun oynamak için değil. lakin ben çatır çatır film izliyorum sabah akşam eee pc 900 ile.

edit: netbook bu. ekranı 9 inç falan hatırladığım kadarıyla. ihtiyaçlarına göre notebook'a tercih edebilirsin. şimdi bunu satıp yeni bir netbook alıcam ben mesela. hayatta notebook almam.

hala almadiysaniz,

TOSHIBA SATELLITE L500-13T - 1.369 TL

www.gelen.org

flat out(1-2) serisi var onu tavsiye edebilirim.. kaza yapınca sürücü ön camdan dışarı fırlıyor falan.. çok değişik ve eğlenceli bi seridir...

(bkz: race driver grid)

colin mcrae rally- dirt

race driver grid. tek geçerim. ha bir de yakında need for speed shift çıkacak, o da bu grid tadında bir oyun olacak, çıktığında onu da oynayabilirsiniz.

edit: ahah kafa gitmiş hafız pardon (: gran turismoyu tek geçiyorum ben, evet. son kararım.

(bkz: burnout paradise)

fan page'ten okuyup çevirdiğim kadarıyla.Bu mom herkese mail yolluyormu$ ancak bütün mailleri silinmi$. Senden istediği çöp kutusuna gidip bütün bu mailleri undelete etmen imi$.Yani hepsini geri yüklemen.Eğer yanlı$sa biraz daha ara$tırayım?

hocam onu biliyorum zaten de, o işi nasıl yapacağım onu bilmiyorum (:

chapter 4 island menu ye geri gidecekmi$sin orada artık world of goo $irketine giden bir email simgesi gibi bi$i varmı$. ona tıklarsan hata verirmi$."Deliverance,” you can’t go, you get a 403 error message and are told to check your email. "diye.Aynı zamanda computer terminalde de bir email icon warmı$.Onu okuyup kabul etmen gerekiyormu$ deliverance'e girebilmen için.Bir mail daha alacakmı$sın kabul ettiğin mailden sonra mom clubünün özel üyesi olduğuna dair. Ondan sonra recycle bin'e gidebilirsin diyor.

oyunu bitirmiştim ama bölümü hatırlayamadım. bir screenshot filan koyarsan yardımcı olmaya çalışırım.

edit: Belegg in dediği gibi bir şeyler vardı. bölüm aralarında sana anlattıkları iyi okuman gerekiyor çözmen için. oraları atladıysan tekrar oku. çok da karışık değildi.

kareler üzerinde dolanan yeşil topları aşağıya doğru fırlat. (kırmızı ateşten geçirerek) yanmaya ve aşağıdaki büyük kutuları patlatmaya başlıyor. yavaş yavaş hap aşağıya düşüyor. 2-3 tıkanıklık olması lazım öyle. patlata patlata in. takıldığın ve yeşil topların bittiği bi yer falan olursa baştan başla. ilk denememde takılmıştım öyle, ikinciye denedim nasıl denk geldiyse patır patır patlayıp, kolayca aşağı inmişti hap. oyunun en kolay bölümlerinden, hiç bi numarası yok.

hocam öyle yapıyorum zaten. patlata patlata aşağı kadar indim. en son yeşil toplardan oluşan ağın üstünde kaldı. ordan sonra napacağımı bulamadım.

ağın solunda toplar var. onları sağdaki ağın ucuna doğru atıp, sallanmasını sağlayacaksın, ateşe değip tutuşacak o ağ. ya da topu bi şekilde sağdaki ateşte tutuşturup ağa yakalat tekrardan. hangisini becerebilirsen.

edit: ağı ateşe değdirmek zor olabilir. ağın en alt ucu sallanırken üst taraftan bi topu aşağı doğru fırlatarak ateşten geçirip sallanan yere denk getirmeye çalış. çok zor değil.

yusufçuk mu ki?*

yusufçuk 70 mmden daha büyük olur. küçük küçük kelebeğimsi şeyler olabilir, adını ben de bilmiyorum. ninenin ruhu geziyor denmedi hiç görünce ama ossuruk böceği olabilir. bunlar genelde ışığın etrafında dolaşırlar, o yüzden aklıma bunlar geldi.

yusufçuk değil baktım ... şöyle tarif edeyim : minyatür bir kelebek gibi... hani küçükken evlerde olurdu ebeveynlerimiz öldürme onu yavrum o ölen ... akraban derlerdi... size demezler miydi?

tamam benim dediğim şey bu ama adını bilmiyorum. ben de merak ettim şimdi.

edit: gugıldan biraz baktım, adı pervane gibi görünüyor şimdilik.
büdüt: gece kelebeğiymiş adı. yani %90 öyle :D

guvedir bence. gece kelebegi denen sey de guve zaten. bir de guvelerin hepsi ayni tipte degil, farkli gorunuste tipleri de var. senin gordugun "Ascalapha odorata" olabilir. ninenin ruhu dendigini de ilk defa duydum.

edit: pardon kucukmus senin sordugun, baska bir cinstir o zaman. "Arctiidae" familyasindan olabilir.

meyve sinegi diye biliyorum ben onlari. bu arada 70 mm de iyi atis valla, g3 mermisi gibi ne o oyle be :)

denetim masasından mouse seçeneklerini bir kontrol edin veya varsa touchpad programını kurcalayın.

"tiklatmak icin parmakla vur" seceneginin isaretli olduguna emin misin?

Bu sorun bende de oluyordu ve touchpad yazılımının çalışmadığını farkettim. Yazılımını tekrar çalıştır, olmuyorsa fare ayarlarından "tapping" seçeneğinin aktif olduğunu kontrol et.

Piç kurulari!!!

Kusura bakmayin birkac gun once trafikte benzer bir olay yasadigim icin sinirim cok taze.

Kayit tutmak olmazsa olmaz bir sey degil aslinda, siz boyle serserileri gordugunuz anda plakayi alip polise haber verin, bu trafik canavarlari ya alkolludur, ya babadan araba kacirmis ergendir ya da baba parasiyla milletin hayatina kast eden orospu cocugudur. Polis ileride cevirdigi zaman tipine baktimi anlar ne bok oldugunu zaten.

Coluguyla cocuguyla efendi efendi yolunda giden insanlarin hayatiyla oynamak bu kadar kolay mi..
Tepem atti durduk yere.

edit: Gerci videodaki aracin arka plakasi da yok.

@msb, çok haklısın valla. duyuruyu yazdıktan sonra yayınlamadan önce yazdığım küfürleri sildim:) piste gel öyle kapışalım desem götleri yemez bunların!

son kısmına cevap vereyim. yayalara yeşil yanarken ışığı umursamayıp geçide dalanların plakalarını itinayla alıp 155'e ihbar ediyorum. ne kadar dikkate aldıklarını bilmiyorum ama ben görevimi yapıyorum. bugüne kadar 5-6 kere ihbarda bulundum. iki sefer benim adımı ve telefonumu da aldılar, verdim. diğerlerinde adımı falan sormadı hiç (telefonum muhtemelen orada gözüküyordur), aracın plakasını, markasını, rengini sordu, kırmızı ışıkta nerede geçtiğini ve ne istikamete doğru gittiğini sordu ve "tamam ben ilgili ekiplere iletiyorum" dedi. artık ileride çevirip ceza mı yazdılari evlerine ceza makbuzu mu gitti bilmiyorum. siz de gördüğünüz kural ihlalini ve tehlike yaratacak davranışı 155'e ihbar edebilirsiniz. ama bu piç kurusunun plakası da yok galiba. polis elbette kullanır. trafik polisleri yasak yere park etmiş arabaların fotoğrafını çekip ondan sonra ceza yazıyorlar burada. babamın bir arkadaşına da ceza makbuzuyla birlkte kırmızıda geçerken çekilmiş fotoğrafını yollamışlar. teknoloji ilerliyor galiba.

çok çok küçük video kameralar var. onlardan bir tane alıp dikiz aynasının önüne monte edebilirsiniz. genelde pil ile çalışır bunlar ama şarjlı ise muhtemelen araba için çakmak girişi yoktur. bir konvertör alıp şarj aletinin çıkışını buna, konvertörün çıkışını da çakmağa bağlarsanız sorun çözülmüş olur.

not: marka olarak önerebileceğim bir kamera yok malesef, hiç kullanmadım.

bir de şöyle bir önerim var; artık yeni arabaların çoğunda ek donanım olarak ön ve arka tamponda kamera veriliyor. aracınızda böyle bir ek donanım seçeneği varsa, gidip servisten onu taktırabilirsiniz. yoksa da dışarıdan takılabiliyor bu meretler. bir de bir elektronik mühendisi bulun veya bu işlerden anlayan birini, kameranın kaydettiklerini direkt olarak bir hard diske kaydedicek bir cihaz yapsın ve program yazsın. tabi bu çok daha masraflı olur ama işinizi de en iyi bu görür.

bu kalem şeklindeki kameralarda kalite yükselmiş rakamlar da gayet okunabiliyor. aracınızın uygun bir yerine koyarsınız her bindiğinizde düğmesine basarsınız kayda başlar önemli birşey yoksa arada silersiniz yeniden kaydedersiniz.

www.dealextreme.com

head cam, helmet cam vs gibi aratabilirsiniz. sportif zimbirtilar var epeyce konuyla ilgili. basit ve konforlu bi çözüm olabilir.www.vholdr.nl gibi türevleri mevcut.

@turuncu harpagon; çok iyiymiş bu ama biraz pahalı kaçacak gibi, 399TL civarı gitti gidiyor'da.

kalem kameranın şarj ve çözünürlük oranını bilmiyorum, hareket halinde çekim yapılacağı için net çıkmayabilir.

ekonomik ve yaratıcı çözümlere açığım:) başka önerisi olan?

Eger cekim kalitesi yeterli duzeydeyse kalem kamera guzel ve ekonomik bir fikir. Dikiz aynasinin uzerine buna gore bir montaj sistemi uydurun, orda sabit sekilde dursun (kalem aparatini cikartirsaniz boyut olarak da epeyce kuculur). Videodakine benzer bir surucu gordugunuz zaman calistirirsiniz. Zaten cam gibi kayit yapmasina da gerek yok, siz polislere goruntuyu verin onlar plakayi saptayacaktir arabanin modelinden ve okunan bir-iki plaka harfinden.

ölür bunlar yakında. öldürmeseler kafi.

istanbul.sae.edu

güzel sanatlar fakültesinde oluyor bildiğim kadarıyla. üniversiteleri bi araştırın derim.

müzik ileri araştırma merkezi (miam)'nde.
galatasaray üniversitesinde.
ya da okan bilgi üniversitesinde de yapabilirsin.

şimdi şöyle diyeyim hdd iki ana parçadan oluşur; diskler (datanın yazılı olduğu) ve diğerleri yani okuyucu/yazıcı başlık, devreler, controller'lar vs vs.

eğer hdd'nizin devreleri yazıcısı vs sağlamsa ancak disklerde bad sector varsa siz bile oldukça zahmetsiz biçimde bunları kurtarabilirsiniz.

1- ben hiç denemedim bu konuda daha deneyimli kişiler yardımcı olursa iyi olur
2- verilerinizi kurtarmak için hdd regenerator isimli güzel programı kullanabilirsiniz, ancak şunu unutmayın, bunu yapabilmeniz için hdd'nin devre vs kısımları sağlam olmalı, yani kısaca boot aşamasında bios tarafından düzgünce algılanmalıdır. bios'da görünmeyen disk'i siz (veya ben, kısaca bir amatör) kurtaramaz.
3- son dönemlerde işim düşmese de benden zamanında mbyte başına para almışlardı, tam miktarı hatırlamıyorum ancak fiyat sabit değildi.

1- harddisklerin monte edilebildiği kutular var. hdd'yi ona monte edip usb çıkışı alabiliyorsunuz.
2- kişinin bilgisine göre değişir. board'unu parçalamış olduğum hdd'nin boardunu değiştirip verilerimi kurtarmışlığım vardır yani.
3- evet veri kurtarma işlemleri pahalıya patlıyor. tanıdığınız bilgisayarcı yoksa size çok güzel üflerler.

edit: 1 için: hdd'nin elektrik kablosunu bilgisayarınızın anakartına bağlayıp, diğer veri kablosunu ise bir konvertör yardımıyla usbye çevirip de kullanabilirsiniz. yukarda bahsettiğim kutunun da mantığı buna dayanıyor aslında.

bende acer laptopumu harddisk arızası şüphesi ile servise götürdüm. anakartı bozuk dediler. o sıra tez yazıyordum bilgiler önemli ve acele lazımdı. onlar istanbula filan göndermekten bahsediyolardı. bari dedim werileri kurtarın. pc garantideydi ama veri kurtarmayı servis ücreti karşılığında yaparız dediler. mecbur kabul ettim. 35 gb lık bişi idi 40 lira vermştim servis ücreti olarak. o zamanlar koyduydu tabi ama 100$ filan da değildir heralde. servis daha uygun bi ücrete yapabilirdi sanırım ama siz söylemişsiniz zaten kurtaramadıklarını. o da ayrı bi ilginçlik zaten. nası bi teknik servisse :S

tanıdık işi bilen bi bilgisayarcı lazım şuurrsuz devenin de dediği gibi.

hatta yeri gelmişken bende sorayım. philips marka harici harddiskim bozuldu benimde tüm dökünmanlarım resimmlerim ..vs varmıdır işin erbabı bi tanıdığınız? istanbul, bursa olabilir mekan.

çoğu tekelde oluyor sanırım. ben anadolu yakasında çengelköyde oturuyorum, burda bile her yerde var.

sirkeci de mc donalds var hemen onun yanındaki tekelde haddinden fazla çeşit bulabilirsin.

taksimden alman konsolosluguna dogru in, ulusoy u gecince bi tekelci var orda vardır.

taksimde sıraselviler caddesi üzerindeki tekellere bir bok onlarda kesin bulabilirsin.
bakırköyde de istanbul caddesi üzerinde tansaşa gelemden bir tane tekel var orda da absolut'un ufak şişelerini bulabilirsin

bunlardanistiyorum.com tarzı sitelerde ev için ayakkabı (ya daha cok geçen kış moda olan çizmemsi bişey varya ugg)vardı onlarda böyle ısıtmalıydı yanlış hatırlamıyosam:
böyle bi hazne vardı ayakkabının içinde oraya içinde bi jel olan poşet yerleştiriliyodu. öncesinde o jeli mikro dalgaya mı ne koyuyodunuz işte onun sayesinde ısınıyodu.
ayrıca ayı pek şekil itibariyle kurtarmaz yılan falan alırsanız belki bu yöntemde daha faydalı olur.

tek bir $ey söyleyebilirim.Zamanında cep kaloriferleri diye bir hede vardı.cebine koyuyordun bastırdıkça ısınıyordu sanırım.Öyle bir $ey koyabilirsin.

elektrikli yatak battaniyelerini bilirsiniz. naçizane önerim bi tane ondan alıp içindeki devreyi söküp ayının astarının iç kısmına boydanboya döşemenizdir. astar ile devre arasına biraz da içindeki pamuklu malzemeden yerleştirirseniz elektrik de çarpmaz.

ne yazık ki pil fazla ısıtma sağlamaz. şehir elektriğine olmalı kuracağınız devre. pille çok zor. atıyorum 5 tane 9 voltluk pil alıp artı eksi kutuplarını ayıcığı boylu boyunca kaplayacak şekilde birleştirdik(ısıya dönüşmesi için direnç de koyduk) diyelim. piller kaç dakika dayanır?

hevesinizi kırmak gibi olmasın ama pek iyi bir fikir değil.
- pil veya bataryayı unutun, ısıtmak bolca enerji gerektiren bir şey olduğu için en büyük pil 10dk ya dayanır ya dayanmaz. bir de bunun şarjı var falan zor iş.
- elektrikli olması için ise içine rezistans koymanız gerekir. belirli sıcaklıkta tutmak aşırı ısınmayı önlemek için devreyi otomatik açıp kapatan termostat gerekir. hadi bunları bir şekilde becerdiniz diyelim yine de çok tehlikeli. elyaftan yapılma bir şeyin içine rezistans koymak o ayıcığın bir anda alev topuna dönmesi riskini taşır.

nasıl yapabiliceğini çözemedim ama soyle bir seyi de gözardı etmemen ayıcıkların ıcıne elyaf yada o tatda dolgu malzemeri vardır we yanabilirler yani içine koyacağın ısıtıcının onu yakmaması bi yandanda sıcaklık wermesi gerekir bunu düşünmeni isterim.

bunu yazarken aklıma şöyle bişi geldi sıcak su torbası* icin gerekli gozleri acılır kapanır gözler olabılır istediginde icine biyotlar yerlestirilcek sekilde hazırlanabilir böyleliklede tehlikeli olmaz elektirik vs. gibi.

yanabileceği ve elektrik çarpabileceği tehlikesini göz önüne aldığımdan elektrikli istemedim zaten. seri bağlı 12 voltluk bir kaç batarya iş görmez mi? notebook bataryası gibi falan?

www.hediyedenizi.com

anlatıyor nasıl olduğunu detay kısmında.

seri bağlı 12 voltluk birkaç batarya iş gördü diyelim, bunların şarj edilmesi ne kadar sürer sizce? 1 saat ısıtsın diye 48 saat pil şarj etmek mantıklı mıdır? arkadaşınız bununla uğraşır mı?

ya bence bi mühendise gidin parayı basın size istediğinizi verir bir şekilde. öyle veya böyle.

mikrodalgada ısıtılabilen bir ped tarzı zımbırtılardan alın. peluş ayı alın. arkasını açın. bu pedin gireceği bir boşluk yaratın ve bir fermuar diktirin.

ısıtacağı zaman çıkartıp ısıtsın sonra koyup fermuarı çekin. bu kadar (koyarken elinizi yakmamayı siz düşüneceksiniz tabii)

www.eoco.org.uk
buradaki gibi doğal maddelerle sıcağı tutan pedlerden alıp koysanız daha iyi olur bence. ancak alacağınız ayının çok kalın, ısı geçirmez bir malzemeyle dolu olmaması lazım tabi.

bu eczanelerde satılan mavi ısıtma soğutma jelleri var. onların küçük boyundan bir kaç taneyi ayının uygun bölgelerine yerleştirirsiniz. sadece ayının içine koymadan ısıtmanız gerekiyor. epey bir koruyorlar sıcaklıklarını. onlar sıcaklığını kaybedene kadar ayı vücut sıcaklığı ile ısınır zaten

turkcesi cıkmadı ki.

vista diriverları varsa onları kur ya da xp diriverlerını kur yiyor genelde.

türkçe dil paketleri var forumlarda. indirdikten sonra bölge ve dil kısmından dil yükle/kaldır kullanarak yükleyebilirsiniz.

xp driver olmuyor, vista driver da yok zaten.
normalde kendisi tanıyor, vista ve 7, ama bendeki sürüm tiny surum, az yer kaplaması ve az memory yemesi için, içindeki ıvır zıvırı silmişler, haliyle driverlar da yok..

bu arada türkçeleştirme işini hallettim, teşekkur ederim dnk3r..
bryan fury sana tik atmamak çok zor geldi bana be, hadi buluver şu driverları da kurtar beni

drivera gerek yok. update ediyorsunuz, o kendisi bulup indirip yüklüyor. control panelden windows update'e tıkırdatın.

edit büdüt: yüklediğiniz sürümde işe yarar mı bilmem. benim notebookun da sürücülerini görmemişti, update ettim canavar gibi oldu.

update ettim, sadece 2 dakika falan sürdü, sonra da yeniden başlattım ama olmadı

tekrar update ettim, oldu bu sefer

bir de mail adresi olsa? Buraya yazarsak fikirleri, sizden once yapanlar olmaz mi? :)

hocam fikir bol. hatta biz kolları sıvadık kendimiz yapalım diye ama işin sadece programlama ve tasarımdan ibaret olmadığını anladık, askıya aldık. (eheh evet üniversite öğrencileriyiz) fikir isterseniz bizde bolca var yani özetle.

iletişim için: [email protected]

fixmbr yabcan

fixmbr ve fixboot komutları vista ve 7'de çalışmıyor. başka komutlar vardır belki bilemiyorum. benim aklıma gelen (ki daha geçen yaşadım aynı sorunu) windows cd'sini takıp windows'u repair etmek. windows grubu sildiğinde başlattan control panel/ administrative tools/ açılan pencereden computer management ordan da sol altta çıkan disk management'a tıklayıp kubuntunun bulunduğu disk bölümünü sağ tıklayıp silin. sonra yeni bölüm oluşturun, onu da biçimlendirin. mis gibi olur.

celeron 2.4 ghz 7 için çok yavaş. vista gene bir nebze ama 7'nin bir ton görsel efekti bilmem nesi var, onlar olmadan da kullanmanın bir zevki yok açıkçası. vista deneyin, olmazsa xp'ye devam derim.

adamın biri pentium 400 de çalıştırmıştı, 128 mb ram mi ne vardı.

bence rami arttırsanız çalışır. ama ultimate yüklemeyin, kasarsa aero'yu kapatırsınız.

bu sistemde bile canavar gibi calisir. abimin celeron 1.2 ghz 512mb ram li notebookunda bile sorunsuz hizmet vermekte. xp den performans olarak hicbir farki olmayacagini dusunuyorum.

çalışır çalışmasına ama ne kadar süre stabil çalışır? 2 ay sonra ıkınmaya başlamasın? başlar başlar, windows bu. sisteminiz kaldırsa bile bel bağlamamakta fayda var.

win7 vistaya benzemez. ole kasmalar tikanmalar olmaz. win7 yi ilk betasindan beri kullaniyorum. hala ilk gunku performansini koruyor. oyundur, programdir, kodlamadir. herseyle denedim. windows 7 icin bu sefer olmus diyebiliriz. gonul rahtligiyla her turlu bilgisyara yukleyebilirsiniz

-"Yok artık sayın seyirciler"
yahoyt.com
-"266 MHz işlemci, 96 MB bellek ve 4 MB ekran kartından ibaret olan donanıma maruz bırakılan 2009 yılının işletim sistemi, 1997'den kalma sistemde güzelce yüklenip açılmayı başarmış. İşi daha da abartıp bir de 166 MHz işlemci ve 1 MB ekran kartıyla deneyen hackerman1, bellek yetmediği için orada kalmış."

İş için mi geliyorsunuz, Anadolu-Avrupa? Ona göre makul mesafeli bölgeler tavsiye edelim.

üsküdar-fıstıkağacı. her yere de gidilir oradan.

Avrupa yakasına taşınacaksanız, sessiz sakin yer biraz zor. Orası devamlı bir harala gürele halinde gibi geliyor bana. Anadolu yakasında üsküdar-çengelköy civarlarını tavsiye ederim. Otomobil park yeri sıkıntısı diye bir şey kalmadı, sağolsun ispark, kaldırımlardan tutun da 2 şeritlik dar yolun kenarlarını bile ücretli otoparka çevirdi. Neredeyse istanbul'un her yeri böyle artık.
Orta halli, sorunu olmayan ve merkezi sayılabilecek yerlerdeki kiralar genelde 800 ile 1200-1400 arası değişiyor. (istisnalar mevcut tabiki)

İstanbul'da yaşamak zor iş vesselam. Ama inceliklerini, güzel yerlerini, mekanlarını, yolları falan çok iyi öğrenirseniz, cennet gibi bile gelebilir.

Avrupa yakası için: Gayrettepe, Mecidiyekoy ya da Incirli olabilir.
Anadolu yakası için: Şenesenevler ya da Bostancı.

Florya'yı tek geçerim, o ayrı :) (ama fahiştir fiyatlar)

kira için ortalama bir fiyat söyle ona göre cevaplayalım, kişiden kişiye değişir makul.

evet iş için geliyorum, anadolu yakasında bulunuyor işyeri, kira için max 1.750 ye kadar çıkabilirim. (şirket karşılayacak)

düzenleme : konu dışında gereksiz yorum yapılmazsa memnun olurum.

feneryolu ve acıbadem de benden, ikisinde de gece 3te sokakta dolaşsanız kimse dönüp dahi bakmaz, apartmanlarında ya kapalı ya da açık otoparkı vardır mutlaka...

bir arkadaşım kiptaş adatepe konutlarını öneriyor burası hakkında bilgisi olan var mıdır?

anadolu yakasında, küçükyalı-göztepe sahil şeridinde bulabilirsin, bostancı sahilde 1500-2500 arası değişiyor ortalama. tabi ucuzları da çok pahalıları da var.

bostancı merkezi biryerdır(deniz otobüsü, dolmuş, otobüs, tren) her türlü ulaşım araçları bulunur.

yazınızdan pek bir şey anlamadım ama anladığım kadarıyla sorunuz şu; kablosuz ağınıza bağlı bir laptopdan diğer bilgisayarlara ulaşılabilir mi?

eğer buysa, evet ulaşılabilir. gayet de basit bir işlemdir. hatta ulaştığı bilgisayara trojan gibi bir yazılım upload ederse, o bilgisayarı kendi bilgisayarından istediği gibi kullanabilir.

öncelikle ağınıza şifre koyun hatta yetmiyorsa mac adreslerini filtreleyin. yok bunları yapacak durumda değilseniz o zaman paylaşıma dosya açmayın kesinlikle ve modemin ana menü şifresini değiştirin. firewall kurmak da yararınıza olur.

@suursuz deve

trojanı işe sokmadan bunu nasıl halledebiliriz?

ayrıca güzel güzel açıkladım ben herşeyi yahu, neyi anlamadın? :(

karşı tarafın haberi olmadan o bilgisayara erişim istiyorsanız tek şansınız trojan türü programlar. windows'un kendi uzaktan yönetim aracı var fakat onun için karşı tarafında onay vermesi ve çeşitli işlemler yapması gerek.

@jugador: evet grub yüklü. fekat linux meraklısı olmama rağmen acemiyim, nasıl kaldıracağım?

safe mode'da acip daha sonra driver i tekrar yuklemeyi deneyebilirsiniz. yok ben ugrasamam onla dersen windows icindeyken partition manager ile silip arkasindan fixmbr yaparsan sorun hallolur.

tr.pardus-wiki.org:Pardus%27u_bilgisayar%C4%B1mdan_nas%C4%B1l_kald%C4%B1rabilirim%3F#Windows_XP_CD.27si_yard.C4.B1m.C4.B1yla_Grub.27un_silinmesi.3B

burada windows xp + pardus anlatilmis ama yontem ayni.

@entrapmen: ubuntuyu sildim çok güzel lakin orda yazan fixmbr ve fixboot komutları çalışmadı. ben de bir bok daha yedim restart ettim notebooku. şimdi grub error 17 hatası veriyor ve açılmıyor kalıyor öyle. acil düzeltmem gerek nasıl olacak bu iş?

mesaj olarak cevap vermistim buraya da yazalim. bu gibi durumlarda cd yazabilen bir bilgisayar daha varsa;
(bkz: hiren's bootcd)

bas formatı seven yükle... vista tarih olacak yakında :)

cevap gecikince taktım pardusu yükledim, grubu yeniden kurdum, şükela oldu.
@opethianskies: öyle yapacağım zaten. pardus 2009 cd'si istedim tübitak amcamdan, o gelsin yükleyeceğim. ubuntu falan ne uğraşıyorum ya türk malı varken :D

cok bile.
kurs ucreti hemen hemen her yerde 250 ile 300 arasi.
indirim yaptim diyeninin 250 den asagi olmasi lazim.

toplam 370 lira sadece kurs ücretiyse fazla. daha gideceksiniz, emniyete para yatıracaksınız, sağlık raporuna para vereceksiniz, sabıka kaydına para vereceksiniz, fotoğrafıydı ıvırı zıvırı kurs ücreti hariç 400 liraya falan patlar. bi de kurs ücreti size 770 lira. bence fazla.

yalnız elimdeki broşürde ders kitabı, sağlık raporu, kan grubu kartı, sertifika, trafik evrakları hediye yazıyor.

en iyi bi iki yere daha fiyat sorayım ben.

bak kurs disinda 350 milyon banko masrafin var. ve o masraflar pazarliga acik degil.
o yuzden kursta dusurebilecegin kadar dusur.
bi de sinav ne zaman?

emniyete yatırılacak paralar, sağlık raporu kurs ücreti falan toplam max 400tl ise fiyat normal sayılır.

@ne nicki be, yazılı sınav 24 ekim, direksiyon 14 kasım.

@gaia, anladığım kadarıyla ehliyeti alırken bayılacağım para haricinde her şey dahil bu fiyata. yine de detaylı bi araştırma yapayım ben en iyisi.

24 ekim'de bir sonraki sınav. en erken kasım'ın ortasında alırsın ehliyeti.

peki onun kursları ne zaman başlar? hangi ara yazılmalıyım kursa?

teşekkürler bu arada.

ağustosdaki sınav geçtikten sonra yazılabilirsiniz. veya gidin kursa ben bir dahaki döneme kaydolmak istiyorum diyin, kaydınızı alırlar muhtemelen veya bilgi verirler. zaten evraklar bilmem neler falan bir dünya iş var.

21 ağustosta kurslar başlıyor.

eclipse?

artılarını eksilerini yazarsan daha iyi olur, isim aramıyorum çünkü.

su anda en iyisi komodo IDE bence. cok detayli yazmaya vaktim yok ama stackoverflow.com dan da inceleyebilirsin detayli bi inceleme topigi. (stackoverflow.com)

bi de tabi bahsetmeden gecemen ben onumuzdeki aylarda kendi gelistirdigim python IDE sini piyasaya surucem. windows uzerindeysen hosuna gidebilir. cok istersen ses ver beta surecine dahil edeyim.

eskiden spe vardı stani's python editor. benim her ihtiyacımı karşılıyordu, mesela code completion.

@pascal borland: gelişmeleri duyurursanız sevinirim.

pythonun kendi guisi derken idle dan bahsediyorsun herhalde? tatlı bir shell bence :)

boa constructor zaten ide değil tam olarak, dragndrop gui programlama için mantıklı anca, çok şey beklememek gerek.

bunun dışında bence netbeansi çok küçümseme, python için gayet tatmin edici. aptana studio da deneyebilirsin o da hoş.

ağır debug işleri yapacaksan ve bunlar derman olmuyor dersen güzel standalone debuggerlar var python için. (bilhassa bi tane süper vardı da aklıma gelince ekleyeyim)

bundun dışında cpythondan çıkıp, ironpythonla mesela visual studioda, jythonla da herhangi bir java idesinde takılabilirsin. bilhassa ironpython visual studio nimetlerini güzel kullanıyordu lakin ciddi stabilite problemleri vardı en son denediğimde (2-3 sene önce?)

ama genel amaç için netbeans veya aptana dediğim gibi fevkalade. (gerçi onlarda da py shell yok bildiğim kadarıyla.)

@marido: henuz bi maillist bile olusturmadim ama [email protected] 'a bos mesaj atman yeter, maillist kurunca eklerim.

@lhun: aklina gelmeyen buyuk ihtimal winpdb.

hay yaşa

jazz çok güzel. o rakamlara çıkabilirsen polo'yu düşünme bile.

jazz honda'nın en sorunlu arabası(imiş) -yakın zamanda yetkili servis ustasından duydum- (yenileri nasıldır bilmiyorum ama.

jazz'dan ötesi yok. 2 yıldır kullanıyorum, en ufak sorun masraf çıkartmadı benim yaptığım kaza, sürtme cart curt hariç.

jazz mükemmel bir araç tabir yerindeyse yakmıyor kokluyor ayrıca sport modelleri çok çok çok atik

bir volkswagenci olarak poloyu pek tavsiye etmiyorum. eğer sadece polo ve jazz arasındaysanız jazz alın. arabanın tasarımı zaten güzel (yenileri daha güzel), genç işi olsun diyorsanız illa, spor modelinden alın, bi de gidin 16-17 inç jant taktırın, mis gibi olur. (şatafatı sevmiyorum evet). tekrarlıyorum, polo ve jazz arasındaysanız sadece jazz. ama ben olsam o paraya gider mis gibi 2. el bi araba alırım. (ve evet sıfır arabayı da sevmiyorum)

Hyundai Getz veya Accent Era veya Matrix alabilirsin... Gayet güzel arabalar... Polo kesinlikle aile arabası olamaz, düdük kadar...

babatema: jazz honda'nın değil, dünyanın en sorunsuz arabası seçildi amerikada. honda fit diye aratın, öğrenin. jazz laın ben aldım çok memnunum.

(bkz: mirror's edge)

(bkz: heart of darkness)

eski bi oyun ama beğenceğini düşündüm.

psychonauts öneririm. ayrıca eskilerden claw vardı.

(bkz: trine)

assasins's creed pc kaldırırsa oynıyabılırsın prince of persia gibi yakında 2.cıkıcak ,crysis de oynayabilirsin bunlarla hicbir alakası yok sadece ben seviyorum birde overlord var ki muhtemsemdir kesinlikle tavsiye ederim...

Eger cadir kurup kamp yapmayi, ya da gunubirlik mangal muhabbetine girmeyi isterseniz benim kesfettigim bir cennet kosesi var Agva'da :)

@msb: ağvaya yakın bir yerde yazlığımız var, haftaya oraya gidiyoruz. neresi o cennet köşesi dediğin yer hafız? (: söylesen de nimetlensek, merak ettim (:

@msb : yok kız başımıza gidicez, muhtemelen kamp filan tehlikeli olur, hiç girmeyiz o işe

pazar dönecekseniz öğlen 2-3 gibi dönün. akşam 6-7'ye kalırsanız benim gibi avrupa yakasına 4 saatte gelirsiniz. şile bağlantısında trafik duruyor. genelde karadeniz dalgalıdır. soğukluğu ise rüzgara bağlı ama şu sıralar çok soğuk olacağını sanmıyorum.

java içinse burada ki;
forums.sun.com

c++ içinse burada ki;
www.netbeans.org
www.netbeans.org

java için olanına baktım, DrJava diye bi dalgadan bahsediliyor. Daha yeni yükledim programı, amacım java öğrenmek, bilmiyorum o yüzden Drjava nedir ne değildir, nerde olduğunu da bulamadım zaten. Bu işi nasıl yapacağımı biliyorsanız siz anlatırsanız sevindirik olurum.

daha 1 ay önce kaybettim.

1) karakola gidip ifade verin. bir form dolduruyorlar. gazeteye ilan vermenize gerek yok.

2) 62 lira evet ama 15 gün içerisinde öderseniz 45 lira gibi birşeydi. (ben ikisini de ödemedim, o ayrı, eve haciz mi gelir artık ne gelir bilmem)

3) valla çok tırstırıcı ama bana bişey yapan çıkmadı daha. bir an önce karakola gidip ifadenizi verinki, başınıza birşey gelirse elinizdeki belgeyi gösterip, valla benim suçum yok, ben kimliği kaybetmiştim aha bak belgesi diyebilesiniz. yoksa işin içinden çıkamazsınız.

1- hiçbir şey gerekmiyor. nüfus müdürlüğüne git sadece. ben karakola gittiğimde önündeki izbandutlar içeri almamıştı gerek yok diye. hakkaten de gerek yokmuş.
2- ceza ödemiyorsun. 10 lira 20 lira bir çıkartma işlemi için ücret veriyorsun.
3- gazeteye ilan ver, bugün bu kimlik kayboldu diye. posta gazetesine vermiştim ben. kullanıp ibnelik yapılsa bile resmi belge yerine geçiyor sorumluluğun sende olmadığını ispatlıyor.

arkadaşların da dediği gibi hiç bir sorun olmuyor. ancak yeni kimliğe yazılan verilme nedeni insanın içine oturuyor: KAYIP :) belki yeni kimliklerde bu olmaz.

direk nüfus müdürlüğünde alabilirsiniz soluğu. başka bir şeye gerek yok.

son tarafta boşluk kalıyor derken, neyin son tarafında, slotun mu? onlar standarttır, oturması gerek, yanlış takıyorsunuz büyük ihtimalle.

yok düzgün takıyorum zaten ortada bir ayrım yeri var istesen ters takamazsın sadece takınca o tarafta bosluk kalıyor yani tamı tamına ekran kartı gibi oturmuyor.

orjinal olanı vardır, fason olanı vardır. orjinalse ve değilse de belirtmek zorunda. ilanları dikkatli okumak lazım. aksi takdirde suç.

(git: 58968)

o gördüğün ucuzların alayı fason kısca. en kötü 50 60 kağıdı olur bi abercrombie tshirtün. öyle 20 liraya kimse abercrombie tshirt veya tommy gömlek satmaz.

iterator ben de onu diyorum herkes fason satıyor o zaman 10 liraya hatta açık artırmalarda 5 liraya abercrombie t-shirt aldım harbi harbi etiketli logolu paketli falan etiketinde 34 dolar falan yazıyordu. Anlamıyorum bence normal fason üretim bunlar yoksa abercrombie t-shirti bu fiyata kim almış ki bunlar satabiliyor bu fiyata???

netbeans de var.

compiler ? javac , ide ? eclipse.

ide olcak o pardon :D

eclipse en yaygını

googleblog.blogspot.com

tl,dr
1. yukarıdaki link'te google'ın official blog'undan google chrome os hakkındaki açıklama var, yani olay gerçek..
2. yine yukarıdaki linkte belirtildiği gibi 2009 sonunda kaynak kodu dağıtılacak, 2010'da da google chrome os yüklü netbook'lar piyasaya çıkacakmış..
3. hiçbir fikrim yok
4. kaynak kodu açık olacağına göre ücretsiz olacak diye varsayıyorum..

4- google sa parasızdır. eula dan gomeiblir ama. haklar olarak.

1- gayet gercek, mazisi de bi 10 yıl kadar var sanırım. eskiden bandwith konusu sıkıntılıydı simdi o da asılmıs durumda. elde os ve her turlu hassas data yı tasımanın sacmalıgı ortada. kaybolmayacak bi sekilde saklamak dururken ? ve her yerden erisebilmek varken ?

2-bilmiyorum

3- gayet alısır, super de alısır. pek cok kisi bu sekilde kullanıyor zaten. simdilik kısıtlı da olsa nete upload et ordan kullan seklindeydı zaten. ya da sirketin sagladıgı alanlara fln.

1- tamamen gerçek. 4-5 yıldır bunu öngörüyordum zaten tam da bu zamanlar için.
2- 2010'a kadar çıkmış olur, ondan sonraki 2-3 sene içinde de notebook ve pclere çıkar diye tahmin ediyorum.
3- babalar gibi de alışır. çünkü google'ın os çıkarmadaki amacı microsoftun big brother olduğu tekere çomak sokmak. neden önce netbook diye bir düşünün. netbook, çünkü vindovzlar ne kadar hafifletilirse hafifletilsin, netbook gibi küçük işlemci kullanan bilgisayarlara ağır geliyor. çoğu netbook linux tabanlı işletim sistemi kullanıyor hali hazırda. google burdan olaya girecek ve netbookta big brother olduktan sonra pc ve notebooklara geçecek.
4- paralı olma ihtimali yok denecek kadar az. fakat internete bağımlı bir os olacak. çünkü google bir internet şirketi ve para kazanması gerek. her türlü ıvır zıvır için internete bağlatacak bizi. internetsiz kullanmak sanıyorum pek bir işe yaramaz. google yolunu bulur, parasını da kazanır, os'un ücretsiz olması onun için bir dezavantaj olmayacaktır.

google os netbooklar için. tutup da evdeki masaüstüne kurmayacaksınız yani, onu da gözönünde bulundurun.
(hoş, gelişip her ortamda kullanılır hale sokarlar gibim geliyor.)

ver kendini fastfood'a. sağlıklı kilo almak falan hikaye, tarş. kuzenim 3 senedir uğraşıp diyetisyene gidiyor daha herif 3 kilo alamadı. bulduğunu ye hafız. yediğinin 2 katı yaptığının 1/2si. felsefesi budur.

uyumadan önce yediğiniz her şey size löp löp et, pıt pıt yağ olarak dönecektir.

ayrıca kilolu insanların yanında bu soruyu sormayın, herkes benim kadar anlayışlı olmaz. :D

kanka fastfood takılıyorum da...ama hala tık yok bende hergün sabah kalktıktan sonra tartılıyorum bi bakıyorum 57 kiloyum...kahvaltı falan yapıyorum 58.5 kilo oluyorum...ardından tuvalete bi giriyorum sonra tekrar 58 kiloya düşüyorum bu hep böyle sürüp gidicekmi acaba..?

kardesim 19 yasında ben de senin gibiydim. bu 21-22ye kadar sürüyor. sonra bir kilo alıyorsun ki sorma. şimdi takılakafana göre. ne yesen yakıyorsundur zaten. 23-24 yaşında bir göbek çıkmaya başlıyor eriticem diye heba oluyorsun. o yaşlarda yemek ile olmuyor kilo. biraz body çalış. vücudun kas yapmaya başlayınca toplar kendini. bir 65 falan olursun. 58 kiloysan çırpı gibidir kollar :D kalınlaştır onları biraz ama çok da abartma.

(bkz: weight gainer)

vucut gelistirme + supplement + duzgun beslenme

dunyanin en kolay islerinden biriden bahsediyorsun. kizma gercekten oyle. 107 kiloyu gordum biliyorum. ama azcik sabir. formula 7:

sabah:

kalkiyoruz. 5 yumurta beyazi 1 ya da iki sarisi(alerjinizin olmadigini varsayiyorum)

yarim ya da bir ekmek arasina kasar, salam, sosis, tomates, zeytin ezmesi, findik ezmesi, (ve daha istedigin tum ezmeler).

portakal suyu. az ama, cok degil. huplettiklerimizin bogazimizdan gecmesine yetecek kadar.

sofrayi topluyoruz. 10-15 dakka dis fircalama, kurdanla oynama, ust bas giyme derken, yeniden mutfaga yonelip, 3/4 litre sutun icine @buffy de vampir sayilir in da bahsettigi kilo aldirici urunlerden iki yemek kasigi boca ediyoruz. o dalga sutun icinde iyice cozulene kadar calkalayici ile calkaliyoruz. azini acinca kopuk kopuk olur. tirsma ic. ohh afiyet olsun. biraz uyku yapabilir ama cok degil. biraz osurtur. fena da kokar. ama kilo aldirir.


ogle:

ogle olmadan once bir iki muz kutuletebilirsin. ya da hasli patates gibi potasyum icerikli besinler ama az.

ana yemek: mumkun olacak en hafif yemegi ye. abanma cunku daha gunu yasayacaksin. yiyip bayilma. pirinc pilavi ve tavuk gogsu-sana budu da olur aslansin be- ve bir bardak normal cola.


ikindi: once namaza. saka la saka. once ye sonra gidersin. simdi yemege abarma vakti. isten ya da okuldan donulmustur. canta felan filan sallanir. tuvalete gidilir. ne var ne yok bosaltilir. (ellerini yika pis pis cikma) hazirliga baslanir. migroslarda 6 paketler halinde tavuk kizartmalar satiliyordu. simdi nasildir bilemem. onlardan al mikrodalgaya at iki dakka da piser. sadece suya atilip pisirilen pirinclerden de al onu da yapmasi kolay. ve kendine icinde havucun, marulun, salataligin, timatesin, rokanin, maydonozun, limon ve zeytinyaginin dans ettigi muazzam bi salata hazirla. otur hizli hizli ye.

aksam: yemegini sindir. spora git. eger spora gitmezsen bu saydiklarimin hicbirini yapma. gidersen bu saydiklarimin hepsi sana kulfet yerine zevkli gelecek. ve vucudunun degistigini gordukce daha da hevesleneceksin. varsayiyorum tabi.

spordan gel. sabah hazirladigin kilo aldirici ve sut karisimini. bu sefer kilo aldirici ve bildigimiz su ile hazirla. boylece kanina daha cabuk karisacaktir. yarim saat icinde ic. bi yarim ssat sonra da ikindi kusagi yaptigin yemegin yarisini aksam huplet.

gece yatmadan once: ikindiden kalan salatayi ye. suyunu ic. sonra normal su ic. dislerini fircala. ustunu ort uyu. iki aya 8-10 kilo almazsan. ben de serce parmagimin tirnagini keserim arkadas..

düzenli öğle yemeği ve düzenli gece yemeği ile alabilirsin. ama aksatmadan düzenli yemen gerek.

weight gainerlar, ağırlık idmanları falan işe yaramayabilir. günde 3 idmanla, domuz gibi yemek+protein+karonhidrat+idmana göre amino asitleri götürerek 1 gram bile almadığımı hatırlıyorum. tiroid bezleriyle ilgili bir sorun olabilir veya genetik olabilir. diyetisyenler falan genelde hikaye, bir tahlil yaptırmanı tavsiye ederim öncelikle.

arkadaşlardan biri yazmış zaten belli bir süre sonra alıyorsun zaten diye. 25 yaşıma kadar bir kilo almazdım, sakatlık sonrası dört ay idman yapamayınca 10 kilo aldım. mucize gibi işte ama bir süre sonra metabolizma kilo almaya izin mi veriyor, yavaşlıyor mu neyse artık alıveriyorsun kiloları.

çok sıçma derim ben

kottak burda ver kendini fast-food'a gibi saçma yorumlar var hiç birini dinleme bende aynı sorun var 17 yaşındayım ilk iş git bi spor salonuna yazıl body building hesabı sonra zaten hocan beslenme programıda verir çok rahat kilo alırsın.
Nerde oturuyorsun sen

boyutlandırma derken sunum icin falan mı ? biraz daha acsanız konuyu.

bu afişler basılacak, el ilanları dağıtılacak, büyük olan da duvara asılacak. büyüğünü tutup da a4 boyutlarında tasarlarsam piksel piksel olmaz mı? işte bu soruna parmak basmanızı istiyorum (:

kare olmasi sorun degil dersen 15x15 cm 300 dpi bir calisma yap. bitince orantili olarak büyüt 3.5m lik afifl için 72 bilgisayarin kaldirirsa 108 yeterli. eger buyutme sonucu dpi 72den az olursa 3.5x3.5 luk 72 veya 108 dpi lik bir dosya acip layerleri kopyalarsin ve tekrar ayarlarsin.

ps ta denedim dpi 30 falan oluyor.

önce ufak olani 300 dpi da calisip buyuk olan icin 3.5x3.5 m 72/108 dpi lik bir dosya acip layerlar› kopyalay›p büyütün tek yol bu.

teşekkür ederim (:

@gilbertus albans
layerları niye kopyalayıp büyültüyorki direk image sizeden büyültsün

kesinlikle dikkat etmen gereken bir nokta da eğer bu işler matbaadan basılacaksa kenarlarından a4 kağıdında yarımşar santim, büyük afişte de 1-1.5 santim baskı payı bırakman.

yanlız afişi tasarlarken küçük boyutta bir fotoğraf ya da vektörel olmayan bir elementi el ilanında kullanıp bu layerları 15 metrelik ilana yapıştırırsan olmaz. kullandığın vektörel olmayan elementlerin 15 metre basıldığında bozulmayacak kadar yüksek çözünürlüklü olması gerekir.

@foradream image size den orantılı büyütmede ters orantı olarak dpi dusuyor. @audionaut bun belirttigi gibi layerları (yazı, grafik vb.) vectorden alıp buyuk ebatta alıp paste edebilir ya da normal ebatta smart object olarak paste ederse daha iyi olur. (sonra rasterize edebilir) tabii resim varsa onların da yuksek dpi olması lazım, ps yazılan metinlerde zaten sorun olmaz.

zam gelmemiştir galiba (git: 59249)

kurs ücreti şehirden şehire değişiyor sanırsam.. bir de sağlık belgesi olayı var o da sorulmuştu bir ara ama bulamadım.

şu sıralar ben gitmekteyim adana için söylüyorum eğer direksiyon dersi dahil ise 350 tl, hariç ise 250 tl alıyorlar, tanıdık varsa 200 tl ye çekerseniz iyidir,ayrıca trafiğe(sınavı geçerseniz),sağlık raporuna gibi ıvır zıvır şeylere para vereceksiniz onlarda 360 tl gibi bir rakam tutar, toplamda en fazla 750 tl ile çıkarsınız.

kardeşim 600 liraya kaydoldu bu ay, her şeyi içindeymiş.

250 300 liraya kaydolsanız karlı çıkarsınız. normalde 400den falan başlıyor sırf kurs ücreti.(istanbulda) diğer masraflar var. mesela ehliyet 250 lira, sağlık raporu 20 den başlayıp 120ye kadar çıkıyor, sonra fotoğraf, sonra temiz kağıdı falan. toplamda 600-700ü geçmezse karlısınız.

kurs ücreti dedikleri gibi her şehirde farklı. 3 yıl önce eskişehir'de 650 liraydı kurslar. yanına bir de 300 lira civarı da masrafı var.

ucuza getirenler 650-700e herşeyiyle hallediyor.
fakat hükümet ehliyet ve pasaport/vize işlemlerine zam yapacak bildiğim kadarıyla.

bir sürücü kursunda ilkyardım derslerine giriyorum.
Nereye giderseniz gidin karşınıza çıkacak olan rakamlar değişse bile finalde cebinizden çıkacak olan rakam aynıdır.
Şöyle ki;

1-sürücü kursu ücreti minimum 350TL olabilir herşeyi içinde (teorik-uygulama dersleri-kitap vs.)
Bu rakamın altında çok kurs var ama bunlar "dosya parası 15lira, onay parası 20lira,uygulamalı ders saati 10lira" gibi ek ödemelerle fiyatlarını hepsi dahil olan kurslardan daha da pahalıya getiriyorlar.Yani adam sizden 250lira kurs parası diyo ama eklerle beraber 430lira para alıyor neredeyse sınava kadar.

2- sınav için 40lira devlete harç yatırıyorsunuz.
3- sağlık raporu ortalama 30 -40 lira tutuyor.
4- savcılıktan iyi hal kağıdı : 6lira
sonra yazılı sınavın tamamını bir kerede geçerseniz direk uygulamalı direksiyon sınavına giriyorsunuz. Ama yazılı veya uygulamalıdan her kaldığınızda yeniden 40lira para yatırıyorsunuz.
Tüm sınavları geçip sürücü kursundan sertifikanız ve dosyanızla emniyete gidiyorsunuz.
Burada da;
250tl civarı bir harç ve 80lira civarı kart parası ile ehliyetinizi sıcak sıcak elinize alıyorsunuz ve toplamda en başından sonuna 750TL gibi bir rakam cebinizden çıkmış oluyor.
Birde şuanda hali hazırda dönem açılışları var kaçırmadan yazılın. Ekim gibi ehliyetiniz elinizde olur.

geçen ay eşime aldık. 800tl (550 kurs + 250 diğer)

Eğer istanbul avrupa yakasındaysan. Kurs Ucretini 250 tl ye indirtirim.Bunun dışında cebinden para çıkmaz onu da taksitle odersin. Sağlık raporunada para vermezsin. Ziraat bankasına 40 lira harç. Sertifikanı aldığında trafikte 60tl kart par ası (1 hafta önce zam geldi) 213.20 tl de vergisi var. 560 lirayı buluyor .
deniz[at)itusohbet.com